Kriz derinleşiyor: Gıda enflasyonu, yetersiz beslenme ve açlık

Tüm dünyayı etkileyen ve giderek derinleşen bir krizle karşı karşıyayız: Gıda krizi. Her gün gıda fiyatlarının artışıyla ilgili yeni haberlere uyanıyoruz. Küresel ölçekte yıllık gıda enflasyonu yüzde 30, Türkiye’deyse bu oran yüzde 90 civarında. Ama bu kriz tüm dünyanın gıda tüketimi açısından alım gücünü düşürürken gelişmekte olan ve yoksul ülkelerdeki milyarlarca insanı derin bir yoksulluğa ve açlığa sürüklüyor. Krizin boyutu büyük. Dünya basınının son haftalarda en çok konuştuğu konu derinleşen gıda krizi. Öyle ki Britanya’nın önde gelen ekonomi yayınlarından The Economist dergisinin bu haftaki sayısı ‘Yaklaşan gıda felaketi’ manşetiyle çıktı. Derginin ana makalesi şu ifadelerle başlıyor: “Ukrayna’yı işgal ederek Vladimir Putin, savaş alanından çok daha uzakta yaşayan insanların da hayatını mahvedecek; hatta öyle bir boyutta mahvedecek ki o da pişman olabilir”.
Covid-19 pandemisi, iklim değişikliği ve enerji krizi nedeniyle hâlihazırda büyük zarar görmüş olan küresel gıda sistemi şimdi de savaşla ağır bir darbe aldı. Savaş nedeniyle Ukrayna’nın tahıl, ayçiçek yağı ve tohum ithalatı neredeyse tamamen durdu; Rusya’nınki ise tehlike altında. Bu da küresel açıdan çok kritik bir sonuç doğruyor zira iki ülkenin gıda arzı, tüm dünya genelindeki kalori tüketiminin yüzde 12’sine tekabül ediyor.
Peki, gıda krizi şu an ne boyutta? Tahıl fiyatları sene başından bu yana yüzde 53 artmıştı. Hindistan’ın sıcak hava dalgası nedeniyle ithalatını durduracağını açıklamasıyla mayıs ayında fiyatlar yüzde 6 daha arttı. Fakat uzmanlara göre kriz sadece yüksek fiyatlardan ibaret değil, önümüzdeki günlerde milyonlarca insanı çok daha büyük tehlikeler bekliyor.

Rusya ve Ukrayna küresel buğday arzının yüzde 28’ini, arpa arzının yüzde 29’unu, darı arzının yüzde 15’ini ve ayçiçek yağı arzının yüzde 75’ini sağlıyordu. Lübnan ve Tunus gibi ülkeler tahıl ithalatının yarısını Rusya ve Ukrayna’dan sağlıyor. Libya ve Mısır gibi ülkelerde ise bu oran 3’te 2’ye kadar çıkıyor. Hatta öyle ki Ukrayna’nın tüm dünyaya yaptığı gıda ihracatı 400 milyon insanın beslenmesini sağlıyor. Ancak savaş bu gıda arzını engelliyor çünkü Rusya’nın bloke ettiği Odessa limanı bu ihracatın dünyaya açılan kapısıydı.

Şimdiyse Ukrayna’nın tahıl arzını ülkeden çıkarabilmek için yeni bir plan hazırlığı var. İngiliz The Guardian gazetesinin aktardığı habere göre Litvanya Dışişleri Bakanı ile İngiltere Dışıişleri Bakanı arasında yapılan yeni bir görüşmede, gönüllü ülkelerin katılacağı bir deniz kuvvetleri koalisyonu ile Rusya’nın Karadeniz’deki blokajını kırarak Ukrayna tahılını ülkeden çıkarma planı masada. The Guardian’a konuşan Litvanya Dışişleri Bakanı Landsbergis “Zamanımız çok daraldı. Ukrayna tahılını ülkeden çıkarmak için Karadeniz’deki Odessa limanı dışında bir çaremiz yok. Dünyayı beslemek için bu tahıla ihtiyacımız var ve gerekli adımları atmak zorundayız” dedi.

Küresel gıda krizi bütün ülkeleri tehdit ediyor. Küresel işbirliği için de en büyük görev uluslararası kurumlara düşecek. Bu krizle ilgili endişeli bir açıklama da geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler’den geldi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres 18 Mayıs günü yaptığı açıklamada “Savaş on milyonlarca insanı gıda güvensizliğinin sınırlarına itti, bu da yetersiz beslenme, geniş kitlelerde açlık ve nihayetinde kıtlığa yol açabilir” dedi ve ekledi: “ Birlikte harekete geçersek dünyada herkese yetecek kadar gıda var. Ancak bu sorunu bugün çözmezsek gelecek aylarda küresel gıda yokluğuyla karşı karşıya kalabiliriz.”

Küresel gıda krizi hakkında endişeli olan bir diğer kurumsa IMF. 23 Mayıs günü Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu’nun açılışında konuşan IMF Başkanı Georgieva, Ukrayna’daki savaşın, pandemi nedeniyle darbe alan küresel ekonomiyi daha da zorladığını ve dünya ekonomisinin İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana belki de en büyük sınavıyla karşı karşıya olduğunu söyledi ve ekledi: Gıda kıtlığı ve iklim değişikliğinin yarattığı tehditlerle mücadele için küresel işbirliğine gidilmesi şart !

Öte yandan artan sıcaklıklardan ötürü üretimin düşmesi sebebiyle bu yıl buğday ihracatını yasaklayan Hindistan’a seslenen IMF Başkanı şöyle dedi: “Gerçekten bu yasağı yeniden değerlendirmeleri için yalvarıyorum. Tüm dünya için çok zor bir dönemden geçiyoruz. Kendi vatandaşlarını beslemek zorunda olduklarını anlıyorum. 1,4 milyarlık bir nüfusları var. Ama önümüzdeki krizle baş edebilmek için küresel işbirliğine gitmek dışında bir seçeneğimiz yok” dedi.

Giderek büyüyen gıda krizinin tek sebebi Rusya-Ukrayna savaşı değil. İklim değişikliği tarımsal üretimi her geçen sene düşürüyor. Daha Rusya’nın Ukrayna’yı işgali başlamadan önce Dünya Gıda Programı 2022’nin korkunç bir yıl olacağı konusunda uyarmıştı. Dünyanın en büyük buğday üreticisi olan Çin de geçtiğimiz yıl yağışlar nedeniyle buğday ekiminin gecikmesi sebebiyle bu yıl mahsulün tüm zamanların en düşük seviyesinde olacağını söylemişti. Şimdi de dünyanın en büyük ikinci buğday üreticisi olan Hindistan’daki aşırı sıcaklıkların yanı sıra Amerika ve Fransa’daki yağış düşüklüğü de buğday üretimini ciddi ölçüde etkiliyor.

The Economist’e göre yeterli gıdaya erişim güvenliği olmayanların sayısı yüksek gıda fiyatları nedeniyle 440 milyon daha artarak 1.6 milyara yükseldi; 250 milyon kişi ise açlık sınırında. Dergiye göre Rusya-Ukrayna savaşı uzarsa yüz milyonlar daha yoksulluğa ve açlığa sürüklenebilir.
Tablo ne yazık ki çok vahim. Elimizdeki veriler bütün dünyayı ilgilendiren ve uzun vadede çözülmeyecek bu gıda krizinin doğuracağı korkunç sonuçları tüm çıplaklığıyla gösteriyor. Siyasi çekişmelerin, uluslararası anlaşmazlıkların ve ekonomik rekabetin giderek anlamsızlaşacağı, ne yazık ki milyarlarca insan açlık ve yoksullukla boğuşurken, iklim krizinin gezegenimizi yaşanmaz hale getireceği bir döneme giriyor olabiliriz. Ve hepimizi doğrudan etkileyecek gıda ve iklim krizleriyle mücadele edebilmek için bütün devletlerin muazzam bir işbirliğiyle hareket etmesi insanlığın elindeki tek seçenek.