Suriye parçalanacak mı? 

2011 yılında Suriye’de iç savaş başladıktan sonra hem Suriye’den kaçan hem de yurtdışında yaşayan Suriyeli muhalifler İstanbul’da toplanmaya başlamıştı. O dönem yaptıkları toplantılar sonucunda muhalefetin siyasi kanadı “Suriye Ulusal Koalisyonu” isimli bir oluşum meydana getirdi, daha sonra bu oluşum Suriye muhalefetinin resmi yüzü olarak Birleşmiş Milletler nezdinde Suriye’de gerçekleştirilen Suriye barış görüşmelerine de katıldı. 

İşte o dönemde Suriye’deki savaşı yakından takip eden ve savaş devam ederken Suriye’nin kuzeyine, Azez’e, Tel Rıfat’a ve Halep sırtlarına kadar gitmiş bir gazeteci olarak Suriye Ulusal Koalisyonu’nun lideri konumundaki figürlerle de görüşüyordum.  O zaman Suriye’de ne HTŞ (Heyet Tahrir Eş – Şam) vardı, ne El Kaide, ne de IŞİD. Yalnızca Suriye ordusundan kaçan ve “Özgür Suriye Ordusu” çatısı altında birleşen farklı silahlı muhalif gruplar vardı. 

Suriye Ulusal Koalisyonu’nun liderlerine “Bundan sonra ne olacak?” diye sorduğumda tereddütsüz hepsi yanı cevabı veriyordu: Suriye 4’e bölünecek: Kuzeyde İslamcı bir Sünni devleti, yine kuzeyde, Fırat’ın batısında bir Kürt devleti, Şam ile Lazkiye arasında şimdiki Esad rejiminin devamı niteliğindeki Nusayri devleti, güneyde ise bir Dürzi devleti. 

O zamanlar bana ve daha birçok kişiye “fantazi” gibi gelen bu planların aslında fantezi olmadığı, zaman içinde Suriye’nin içinden geçmekte olduğu korkunç iç savaşın değişik evreleri boyunca ortaya çıktı. 

İşte Suriye’de 2011’de başlayan ve zaman içinde “Proxy war” denilen üçüncü ülke ve tarafların vekalet savaşlarına dönüşen iç savaş, geçen hafta yeni bir dönemece girdi. 

Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif gruplar, 27 Kasım’da başlattıkları operasyonda önce Halep’i aldı, sonra da Şam’a giden otoyolun üzerinde bulunan, stratejik önemdeki Hama kentini ele geçirdi. Uzmanların dediği gibi, “Bu kadar kısa sürede bu kadar büyük kazanımları muhtemelen kendileri bile beklemiyordu.”

2013-2014 yıllarında Suriye’de Esad rejiminin yardımına koşan İran, Rusya ve İran’ın bölgedeki vekil kuvvetlerinden olan Hizbullah, artık Esad rejiminin yardımına koşabilecek duruma değil. Rusya, Ukrayna Savaşı’yla, Hizbullah ve İran ise İsrail’le uğraşıyorlar. Suriye’de çok kısa sürede çok büyük toprak kazanımları elde eden HTŞ liderliğindeki silahlı muhalif grupların nereye kadar gidebileceği henüz belli değil. Bu esnada durumdan istifade eden PYD ve YPG güçleri de Deyrizor’da rejim güçleriyle çatışmaya girip toprak kazanma peşinde.   Bir de güneyden, Golan Tepeleri’nden İsrail’in saldırması durumunda rejim tam anlamıyla köşeye sıkışacak. 

En baştaki “Suriye parçalanacak mı?” sorusunun yanıtına gelecek olursak, maalesef yaşanan tüm gelişmeler, birilerinin seneler önce bunun planını yaptığını ve uygulamaya geçirdiğini ortaya koyuyor.